Sürdürülebilir Yaşam İçin Sürdürülebilir Üretim ve Sürdürülebilir
Tüketim
Sevgili
tüketici evvela sevgilerimizi iletiriz. Farkında olun ya da olmayın dünya
kaynaklarının hızla tükendiği ve yerkürenin her geçen gün daha fazla kirlendiği
bir süreçten geçiyoruz. Tükettiğiniz her ürün ambalajının çöp dağları
oluşturduğu bir gerçek, ama daha başka bir gerçek var ki, her tüketilen ürün
için harcanan hammadde ve enerji.
İnsanoğlunun
hala en büyük hammadde ve enerji kaynağının başında petrol geliyor, yeryüzüne
çıkarılan petrol rafine edilerek üretimin her alanında kullanılmakta ve başlıca
enerji kaynağımız durumundadır. Tabi gönül ister ki daha çevreci enerji
kaynakları oluşturulsun ama olmuyor işte. Hiç neden olmuyor diye düşündün mü?
Çünkü
sevgili tüketici sen çılgınlar gibi tüketmek, AVM lerde gezmek, atlayıp arabana
sosyal medyada etiketlemek için hafta sonu orda burada cep telefonlarınla
fotoğraflar çekmek istiyorsun. Hiç düşündün mü hacı bu AVM ler kaça ısınır,
şıkır şıkır ampuller ne kadar elektrik yakar, o yerler duvarlar nasıl silinir
kaç ton deterjan harcanır diye.
Yazın
yanıp, kışın donman bir tesadüf değil sevgili tüketici. Dünya hızla tükeniyor
ve İşte bu noktada en büyük sorumluluk gene sana düşüyor bunu bilmeni
istiyoruz. Yakın bir tarihte sana sorumluluklarını hatırlatan broşürler
yazacağız. Gelecek nesiller adına en büyük görevin tüketimini kısman ve alabildiğine
yenilenebilir kaynaklarla üretilen mal ve hizmetleri tüketmendir.
Peki yenilenebilir
kaynak nedir diye soracak olursan, tarımsal faaliyetler sonucunda elde edilen
kaynaklardır sevgili tüketici. Bir şeyi alırken alabildiğine doğal yollardan
elde edilmiş olmasına dikkat etmek en birinci vazifendir unutma. Bir diğer
sorumluluğun ise tükettiğin maddelerin geri dönüşüm sürecine girmesini
sağlamak, çünkü ne kadar fazla geri dönüşüm o kadar az kaynak israfıdır. Suyu
fazla akıtma, elektriği lüzumsuz israf etme gibi klişeleri saydıktan sonra, fazla
deterjan kullanma kısmına değinelim biraz.
Sevgili
tüketici senin o temizlikte kullandığın güçlü yağ çözücü ve diğer temizlik
maddelerin dünyaya çok zarar veriyor. Sen bunları atık sular aracılığıyla
kanalizasyona veriyorsun ama bunlar doğada yok olmuyorlar. Önce sularla
birlikte bir papatyanın bedenine giriyorlar, sonra bir öküz gelip o papatyayı
yiyor, sonra da sen afiyetle o büyükbaşı tüketiyorsun. Yani neymiş o temizlik
için akıttığın deterjanlar dönüp dolaşıp senin bedeninde birikiyormuş. Ayrıca
şampuanlardaki etoksikolojik sülfat kökenli hammaddelere değinmek isterdik ama
o da başka bir yazının konusu.
Gelelim
sürdürülebilir üretime. O noktada çok çalışmalar yapılıyor, kim ne kadar doğru
yapıyor bilemeyiz ancak bildiğimiz tek bir şey var DOA kozmetik işin bu
kısmında üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalışıyor. Senin bedenin ve çevre daha az zehirlensin diye
üretim faaliyetinde bulunuyor. Ve her geçen gün daha iyi ürünler üretme
noktasında, daha sürdürülebilir olma noktasında kendisini zorluyor. Şimdilik bu
kadar, öptük kib bys. Sosyal medyada beğenip paylaşan retweet eden ellerin dert
görmesin. Sevgilerimizle…
DOA KOZMETİK